İdealist bir öğretmen neye benzer sorusu aklıma takıldı bu aralar. Sonra bir kuş geldi kondu dalıma: Bahçıvanlık! Bahçıvan deyip geçmeyin sakın. Muazzam bir gönül işidir bahçıvan olmak. Onun yaptığını yapmadan tadına varamazsınız o işin güzelliğinin. Toprağı ekip dikime hazırlar bahçıvan. Onu havalandırır, gübreler. Bitkiye uygun sulama ve ilaçlama yapar. Mevsimine göre tüm çiçekleri bilir ve onları diker, dikmekle kalmaz bakımlarını da yapar. Bunun yanı sıra fideleri de vardır onun; domates, biber, patlıcan ve niceleri. Ayrıca ağaçları budar, aşılar, keser ve daha bir sürü sayamadığımız işi yapar bahçıvan. Ustadır kendisi. Dört dörtlük yapar işini. Hiç aksatmaz, kaytarmaz. Gönülden bağlıdır bahçesine.
İşte idealist bir öğretmen de tıpkı bir bahçıvan gibidir. Rengârenk çiçekleri vardır onun. Zambak, sardunya, papatya, orkide, nilüfer, nergis yanı başındadır hep! Menekşeler, manolyalar, leylak, lavantalar eşlik eder onun gönül bahçesine.
Kardelenleri vardır mesela. Kışın ayazında çıkarlar ortaya. Güneş’e âşıktır onlar. Umuda, güzel günlere hasrettir. Öyle herkes gibi lüks yaşayamaz onlar. Bazen ayakkabıları bile yoktur okula gidebilmek için. Elleri donar belki sabahın ayazında ama yine de okul yoluna düşerler umut içinde. Gönül evlerine giderler. Öğretmenlerine tebessümle bakarlar ama sarılmaya bile cesaret edemezler çoğu kez. Hâlbuki ne kadar da seviyorlardır öğretmenlerini.
Kardelenlerin yanı sıra bir de Karanfilleri de vardır idealist öğretmenin tıpkı bahçıvanınki gibi. Beyaz, pembe, kırmızıdırlar onlar. Ev içinde, pencere önünde yetişirler. Hızlı büyüyüp, kolay gelişir ve serpilirler. Lakin narindirler. Kardelenler gibi kışa ait değillerdir. Balkonları süslerler o güzelim renkleriyle.
Ha bir de fesleğenleri vardır idealist öğretmenin. Şöyle en arka sıralarda oturur onlar. Sessizdir, konuşmazlar öyle kimseyle. Fakat yanlarına bir gitseniz var ya o kadar güzel kokarlar ki! Dokunsanız şöyle bir dökümlü saçlarına hemen etrafa saçıverirler güzelliklerini. İşte idealist öğretmen de dokunur fesleğenlerinin yüreklerine tıpkı bahçıvan gibi. Anlatır sevgiyi, huzuru, yaşamayı o minicik öğrencilerine.
Ha bir de kasımpatları vardır idealist öğretmenin. Bilime, sanata ve hayata karşı verebileceği en güzel hediyedir onlar. Doğrudan güneş ışığı istemez, dolaylı yoldan verseniz de hep razı olur güneşinize. Ama soğukta kalırlarsa çok çabuk etkilenirler. Malum dayanamazlar tipiye. Mayıs ayında düşeceksiniz onların gönüllerine. Bakımlarını iyi yapacaksınız tıpkı bir bahçıvan gibi. Onları bir bir tanıyıp gönüllerine sevgiyi nakşetmesini iyi bileceksiniz.
Tabii ki unutmadan açelyaları da söylemeliyim. Onlara kökten temas etmelisiniz. Farklı yöntemlerle yeni açelyalar üretebilirsiniz elbette. Bu çok kolay gibi görünse de sabır ister. İstekli olacaksınız fazlasıyla. Öyle hemen pes etmek yok. Açelyalar farklıdır diğerlerinden. Özeldirler. Hem de çok özel! Siz fark edemezseniz eğer sönmüş bir volkana dönüşüverirler birden. Açelyalar öğretmenlerini çok iyi anlarlar. Sakın onlara anlamazlar, yapamazlar demeyin. Farklılıklarıyla sevin açelyaları. Pes etmeyip işbirliği içinde umut ile sarılın onlara tıpkı bir bahçıvan gibi.
Lalesi, gülü, karanfili, sümbülü ve daha niceleri vardır idealist öğretmenin gönül bahçesinde. Bahçıvan misali yaklaşır onlara. İşini aksatmaz, tüm öğrencilerini tanır ve onları yetiştirmeyi çok iyi bilir. Dünya misali döner durur etraflarında. Güneş olur adeta onlara. Kimi zaman bir anne kimi zaman bir baba. Kimi zaman can yoldaşı, dostları, kardeşleri gibi davranır öğrencilerine. Ve işte asıl önemli olan bahçedir, içindeki çiçeklerdir esasında. Oranın rengârenk olması öğretmenin elindedir. Eğer isterse her mevsim açan çiçekler derer gönüllere. Lakin istemezse de toz, toprak ve taşlardan geçilmez bir yer bırakır yeni nesillere. Demiştim ya daha önceden de hani mesleğine âşık bir bahçıvan gibidir idealist öğretmen diye. Gönül işidir yaptığı iş. Herkesin bir bahçesi olabilir ama herkes aday olamaz bahçıvanlığa.
Gönül bahçelerine aday idealist bir öğretmen olmak ve öyle kalmak dileğiyle.
ELİF ABBAS