Herkese merhaba! Ben Derin, Psikoloji bölümü son sınıf öğrencisiyim. Geçen yıl Erasmus ile Hollanda’nın Tilburg şehrine gittim ve sizler için ‘’Hollanda’da Yaşamak’’ adı altında bir seri hazırladım. ‘’Neden Erasmus? Tilburg neresi ve üniversite nasıl bir yer? Hollanda’da nasıl hayatta kalırım? Avrupa’da gezerken yararlı olacak bilgiler nelerdir?’’ gibi konularda yazılar yayımlıyor olacağım. Herhangi bir sorunuz olduğunda bana ulaşmaktan çekinmeyin.
BÖLÜM 1: Neden Erasmus?
Bu yazıya başlamadan önce Erasmus albümlerime bir kez daha döndüm. Gezdiğim şirin Dutch şehirlerini, iki teker üstünde katettiğim yolları ve tanıştığım eşsiz insanları bir kez daha yâd ettim. Çoğumuz Erasmus hayaliyle üniversiteye girer, bazıları acaba gitsem mi evresinde takılır ve birtakım insanlar da denemeden vazgeçer. Şu an ‘’acaba’’ evresinde olan kişiler için “Neden Erasmus?” sorusunu nedenleriyle açıklayalım.
Kitaplar, filmler ve başkalarından duyduklarımızın ötesinde, dünyanın dört bir yanından gelen ve bambaşka hayatlar yaşayan insanlarla tanışmak müthiş bir deneyim; Uzak doğu mutfağını Koreli bir arkadaşınızın hazırladığı yemeklerle keşfetmek, Şilili arkadaşlarınıza kahve falı bakmak yahut Türk kültürünü Avrupalı arkadaşlarınıza fotoğraflarla, dolmalarla ve türkülerle tanıtmak gibi. Entelektüel birikiminiz felsefi, edebi ve politik birçok tartışma sayesinde zenginleşiyor. Avrupa’da seyahat etmek ise çok daha kolay: Bisikletle sınır geçebilir, birkaç saatte ülke değiştirebilir ve Hollanda’nın en güneyinden kuzey şehrine 3 saatte varabilirsiniz. Her cumartesi Hollanda’nın farklı bir şehrini ziyaret edip gezilecek müzeler, sanat galerileri ve tarihi yerler listenize tik atabilirsiniz. Benim Erasmus şehrim Tilburg, Hollanda’nın güneyinde yer alıyordu ve yalnızca 8 Euro verip bir otobüse atlayarak Belçika’ya geçmek mümkündü. Ayrıca 3 saatte sınır komşusu olan Köln’de keyifli bir gün geçirip geri dönmek de ilginç bir hafta sonu planı olacaktır. Farklı kültürleri tanıma ve seyahat anıları biriktirmenin yanı sıra, bir Psikoloji öğrencisi olarak belirtmeliyim ki bu deneyim kişisel gelişiminize de daha derin bir boyut katıyor. Kendi yaşamlarını, kültürlerini, kurallarını, görüşlerini ve tabularını anlatan insanları dinlerken, zihninize yerleşmiş genelgeçer yargıların kırıldığını ve empati yeteneğinizin arttığını hissediyorsunuz. Başka bir ülkeye tek başınıza yaşamak için gitme kararı, hiç kolay olmamakla beraber üstesinden geldiğiniz takdirde özgüveninizi inanılmaz derecede geliştiren bir karara dönüşüyor. Bağımsızlık, özgürlük, kendi ayaklarınızın üzerinde durmak ve cesaret gibi getirileri olmakla birlikte birçok yeni sorumlulukla tanışıyorsunuz. Dil konusunda ise hiç endişelenmeyin, o kadar çok insanla konuşuyorsunuz ki bir süreden sonra artık düşünmeden akıcı bir şekilde İngilizce konuşabildiğinizi fark ediyorsunuz. Akademik açıdan faydalarına değinecek olursam; özellikle Tilburg Üniversitesi ülkenin en iyi okullarından biriydi. Çok geniş bir ders yelpazesi vardı, aldığım tüm derslerin akademisyenleri farklı ülkelerden geliyordu ve okuduğum araştırmalar genel olarak kendi okulumun veya Hollandalı profesörlerin yazdığı makalelerdi. Bu deneyimin seyahat, farklı kültürlerle tanışma ve kişisel gelişimin yanında kariyerim konusunda da bana çok değerli bir katkısı olduğuna inanıyorum. Bir örnek verecek olursam, ‘’Kültürel Psikoloji’’ dersini onlarca farklı ülkeden gelen psikoloji öğrencileriyle almak, öğrendiğim teorik bilgileri direkt yanımda oturan arkadaşlarıma sormak ve onlarla proje ödevleri yapmak ufkumu epey genişletti. Kısacası, o uçağa binerken gittiğiniz kişi ile ülkesine dönen kişi arasında belirgin bir fark olacaktır.
Bu deneyimi hepinizin yaşaması dileğiyle 🙂
Bir sonraki bölümde Tilburg şehri ve Tilburg Üniversitesi hakkında bilgi vereceğim, takipte kalın.
Yazan: Derin Kubilay
Bambu Eğitim Gönüllüsü