İster 20, ister 80 yaşında olsun,
öğrenmeyi bırakan kişi yaşlıdır.
Öğrenmeyi sürdürense daima genç kalır.
Hayattaki en önemli şey,
kafanızın genç kalmasını sağlamaktır.
-Henry Ford
Bir sistem düşünün 17.yy’dan itibaren süregelen ve değişime kapalı olan. Bir insan düşünün bu sistem içinde, herkesle aynı davranılan ve Einstein gibi balığın da, maymunun da, kurbağanın da ağaca çıkmaya zorlandığı ve bir kutuya hapsolduğu. Bu kutudan çıkmak istedikçe bastırılan ve kendisini suçlamayı öğrenen bir insan. Bir birey düşünün bu kaybolmuşluk içinde, öğrendiği her şeyi; eğitimi, geleneği, öğretimi ve buna bağlı şekillenen hayatını. Bu bireyin yetiştireceği nesli…
İşte Salman Khan’ın ‘’Dünya Okulu’’ yukarıda bahsedilen değişime kapalı sisteme getirdiği eleştirilerle yeni bir bakış açısı getiriyor eğitim dediğimiz kuruma ve sisteme. Khan, kendi hayatından yaşanmışlıklarla yola çıkıyor bu yeni bakış açısına. Bir zamanlar ailesinin de toplumun dezavantajlı grubunda yer aldığını anımsayarak umut olmayı hedefliyor geleceğe. İlk olarak kuzeniyle başlıyor öğretim dediğimiz faaliyete; ama işin ilginç yanı kendisi bir öğretmen değil mühendis. Kuzeni çok zeki olmasına rağmen bir noktada takılıyor ve sistem onun ilerlemesine izin vermiyor. Bu noktada Khan’ın çabalarıyla kuzeni kurtarılıyor. Ancak kuzeni Nadia gibi birçok öğrenci olduğunu fark ediyor Khan. Onların eğitim sistemi içinde Gravyer Peyniri gibi bir öğrenim gördüğünü anlıyor, kendi deneyimlerini de anımsayarak buna bir çözüm bulmayı amaçlıyor ve bir yolculuğa başlıyor. İlk olarak youtube kanalı açıyor ve matematik özelinde eğitimlere başlıyor ücretsiz bir şekilde. Görüyor ki çok talep var, öyle ki Bill Gates dahi bir ödül töreninde kendi çocuğunu bile bu kanaldan beslediğini ifade ediyor. Khan, bunun üzerine eğitimin özünde neyin kaybolduğunu, kendisini farklı kılanın ne olduğunu düşünmeye başlıyor. Herkesin kendi öğrenme hızına göre ilerleyebildiğini, öğrenme seviyelerinin farklı olduğunu, heyecanlarının farklı şekillerde ortaya çıktığını, internet ortamı olduğu için eleştirilme korkusundan uzak olduklarını, sınıf düşüncesinin belleklerinde yok olması neticesinde kendilerine ket vurmadıklarını ve istedikleri her an açık bir sistem sunduğunu fark ediyor kanalının. Bunun üzerine bir portal oluşturuyor Khan, her gruba ve dünyanın her ülkesine, bölgesine hitap eden bir sistem yazarak. Kurmuş olduğu bu portal ve sisteme inancı tam olduğu için işinden bile ayrılarak projesine destek aramaya başlıyor. Her karanlık gecenin bir sabahı vardır, derler onun serüveni de bu şekilde süregeliyor ve Bill Gates sayesinde Silikon Vadisi’ne kadar uzanıyor öyküsü. Silikon Vadisi’nde ilk olarak bazı okullar deneme sürümü olarak yaz okullarına destek mahiyetinde anlaşıyorlar Khan’la. Sonrasında üniversitelerin yaz dönemlerinde eğitime destek programı olarak destek görüyor Khan’ın sistemi ve portalı, ardından da iyi okulların tamamı program sayesinde öğrencilerin eksikliklerinin anında dönüt aldığını görünce ‘’Khanacademy’’ meydana gelmiş ve artık bu sistem ve portal üzerinden Khan hayalini kurduğu gibi ücretsiz bir şekilde hitap ediyor dünyaya.
Khan’ın hitabı bizi şunları düşünmeye davet ediyor; 1) Prusya temelinde şekillenen eğitim hala geçerliliğini korumalı mı yoksa revize mi edilmeli? 2) Eğitimde yaz tatili diye bir kavram olmalı mı yoksa istenilen zamanda çıkılan bir ara süreci mi olmalı eğitimin? 3) Yaratıcılık ve zekâ eğitimle bastırılabilir mi? Ya da tam tersi dışa vurulabilir mi? Bu soruların cevaplarını ‘’Dünya Okulu’’ kitabında cevaplamaya veya daha derinden sorgulamaya davet ediyor Khan bizi. Böyle eğlenceli bir düşünce tüneline girmeye hazır mısın Khan’la ?
Yazan: Sümeyye ÜLGER
Bambu Eğitim Gönüllüsü